Allâme Şeyh Muhammed b. Sâlih el-'Useymîn'e soruldu: Nebi sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: "Sizden birisi mescide girdiğinde, iki rekat namaz kılmadan oturmasın." Buradaki emir vâciplik mi yoksa mendupluk mu ifade ediyor?
Cevap: Haramlık mı yoksa mekruh yok mu demek istiyorsun galiba. Haramlık mı yoksa mekruh yok mu demen lazım. Çünkü hadiste oturmasın buyruluyor buradaki nehiy haramlık ifade etmek için midir?
Eğer haramlık ifade ediyorsa o takdirde bu namazda vacip olur. Alimler bu konuda ihtilaf etmişlerdir, alimlerin çoğuna göre bu namaz sünnettir. Tahiyyetü'l mescid namazı sünnettir, bazı alimler de vacip olduğu görüşündedirler vacip olduğu yönündeki görüşte kuvvetli bir görüştür Çünkü Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem hutbe verirken bir adam geldi ve oturdu ona "namaz kıldın mı" dedi O da "hayır" dedi ona "kalk ve hafifçe iki rekat namaz kıl buyurdu." Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in hutbeyi kesmesi ve ona kalkıp namaz kılmasını emretmesi hutbeyi dinlemek vacip olduğu halde adamın namaz kılma esnasında hutbeyi dinlemekten geri kalacak olması ki vacipten geri kalmak ancak bir başka vacipleri meşgul olması sebebiyle olabilir, işte bunlardan dolayı vacip olduğu kuvvetli bir görüştür.
Ancak bazı şeylerde var ki vacip oluşunu zayıflatmaktadır. Örneğin imamın cuma günü mescide girmesi gibi. Zira Namaz kılmadan minbere çıkar ya da bir kişinin tavaf için mescidi harama girmesi gibi o da tavaf eder ve namaz kılmaz aynı şekilde zahiri bunu namazın vacip olmadığına delalet eden bazı olaylar da bu görüşü zayıflatmaktadır.
Örneğin kab b. Mâlik radıyallahu anh'ın Allah tevbesini kabul edince gelip mescide girmesi ve insanların kalkarak onu tebrik etmeleri hadisesinde kıssanın zahirine göre namaz kılmamıştır. Bunlar da vacip olduğu görüşünü zayıflatan şeylerdir. Zira vacip olduğu görüşüne göre mesele vacip olup olmamasından ibaret değildir. Vacip olduğu görüşüne göre namaz kılmadan oturan günahkardır demektir. İnsan ihtimal ile birlikte günahkarların sabit olması hususunda tevakkuf etmelidir.
Ancak ben size derim ki ey kardeşlerim, yani genel bir nasihat olarak; Nehiy geldiği zaman ictinab et. Haramlık mı yoksa mekruhluk mu ifade eder diye sorma emir geldiği zaman ona tabi ol vaciplik mi yoksa müstehablik mi ifade eder diye sorma. Sahabeler radiyallahu anhum Rasul sallallahu aleyhi ve sellem kendilerine bir şey emrettiğinde ya "Resulullah vacip mi yoksa müstehaklık mı kastettiğin?" diye sormazlar de derhal yerine getirirlerdi. Gerçek şu ki Allah'ın ve Resul'ünün emrini duyup sonra bu vacip mi yoksa müstehab mı diye soran kimse ittiham edilir. Sen yerine getirme ile vazifelisin. Nehiy duyduğu zaman haram mı yoksa mekruh mu diye soran kimsede bunun gibidir. Sen terk etmekle vazifelisin. Eğer insan zorda kalırsa emri yerine getiremez ya da yasağı işlerse zor bir durumda kalırsa o zaman bakılır vacip midir yoksa müstehap mıdır diye. Ancak bundan önce olursa yakışmaz.
Bütün müminlere nasihatım şudur Allah'ın ve rasûlü'nün emrine işittiklerini de "işittik ve itaat ettik." diyerek yerine getirsinler. Yasağı işittiklerin de "işittik ve itaat ettik" diyerek terk etsinler. Allah'ın ve Resul'ünün emrine boyun eğmede en şiddetli olan insanlar arasında imanı en kuvvetli olandır. Aralarında hükmetmek için Allah'a ve rasulüne çağrıldıklarına müminlerin sözü ancak "işittik ve itaat ettik" demekten ibarettir. Felaha erecek olanlar işte bunlardır. İşte bunu talep et ve kurtuluşa ermeye iste. Sonra sen ister vacip olsun ister olmasın Allah'a ve Resulüne itaat ederek emredileni yerine getirdiğinde kalbinin aydınlığı artar ve imanın kuvvetlenir. Bu emir vacip mi yoksa müstehap mı diye inatçılık etmen yakışmaz. Allah'tan kendisine itaat etmemiz için bana ve size yardım etmesini niyaz ederim.