«15/150»
«Kadın, kocasının yatağını mazeretsiz terk ederek sabahlarsa, melekler sabaha kadar o kadına lânet ederler.» (Müslim)
Nasılsanız Öyle Yönetilirsiniz

Allâme Şeyh Muhammed b. Sâlih el-'Useymîn diyorki: Bazı sefîh insanların şu sözü çok ahmakçadır: "Yöneticilerimiz tam bir istikametle dosdoğru olmadıktan sonra, bizlerin onlara itaat etmesi vacip değildir."

Cevap: Bazı sefih insanların şu sözü çok ahmakçadır: "Yöneticilerimiz tam bir istikametle dosdoğru olmadıktan sonra, bizlerin onlara itaat etmesi vâcib değildir. Bu çok hatalı bir sözdür. Bu çok yanlış bir sözdür. Bu sözün şeriatta bir kıymeti yoktur. Hatta bu, yöneticilerin her şeyde Allah'ın emrine uygun, dosdoğru olmalarını bekleyen Harici mezhebinin görüşüdür. Bu olamaz. Uzun zamandır bu işler değişti. Şöyle bir kıssa anlatılır: Umeyye oğulları krallarından biri olan Abdulmelik bin Mervan, insanları kendisi ve halifeliği hakkında konuştuklarını duyunca, insanların saygın ve yönlendirici olanlarını bir araya topladı ve onlarla konuştu.

Onlara şöyle dedi: Sizler bizim Ebubekir ve Ömer gibi olmamızı bekliyorsunuz. Onlar: "Evet, sen halifesin ve onlarda halifeydi." dediler. Abdulmelik de onlara şöyle dedi: Sizler Ebubekir ve Ömer'in halkı gibi olun, bizlerde Ebubekir ve Ömer gibi oluruz. İşte bu çok büyük bir cevap. Şayet insanlar değişirlerse, muhakkak Allah da yöneticilerini değiştirir. Nasılsanız, öyle yönetilirsiniz.

Ama insanlar, Raşid Halifelerin halkına benzemekten çok uzak oldukları halde, yöneticilerden Raşid Halifeler gibi olmalarını bekliyorlar. Bu doğru bir şey degil. Allah azze ve celle hikmet sahibidir.

"İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz." (En'am süresi 129).

Şöyle bir kıssa anlatılır: Ali b. Ebi Talib'e başkaldırmış olan haricilerden biri Ali'ye gelir ve şöyle der: Ey Ali! Bu insanlara ne oldu da Ebubekir ve Ömer'e karşı değişmedikleri halde, sana karşı böyle değiştiler? Şöyle der: Çünkü Ebubekir ve Ömer'in halkı ben ve benim emsalimde olan insanlardım Benim halkım ise sen ve senin  emsalin olan kimselerdir. Çok güzel bir cevap. Yani hayır üzerine olmanla beraber, insanlar bize karşı değişebilir. Fakat Ebubekir ve Ömer'in zamanında ise onların halkı, Ali b. Ebi Talib ve Osman b. Affan gibi sehabelerden faziletli kimselerdi.

Hiç onlar yöneticilere karşı değişirler mi? Sonuç olarak bizlere düşen, Yaratıcıya/Allah'a günah olan durumlar dışında kalan her şeyde yöneticilerimizi dinleyip, itaat etmektir. Çünkü yaratıcıya karşı günah olan şeyleri insanlara emretmeye yöneticilerin hakkı yoktur. İnsanlara bunu emretme hakları olmadığı için insanlar da yöneticilere Allah azze ve celle'ye karşı günah olan işlerde itaat etmezler.

Ayrıca yöneticilere karşı içten ve samimi olmak halkın üzerine düşen bir vâcibtir. Ona yalan söylemez, ona tuzak kurmaz ve onu kandırmazlar. Maalesef günümüzde insanlar yalan söylüyor, devlet sistemine karşı her türlü hilelere başvuruyorlar, rüşvet veriyorlar ve bunun benzeri, Müslüman bir kişi bir tarafa, akıl sahibi birine bile yakışmayan işler yapıyorlar. Kafir devletlerde en üst düzey insanlar olsalar bile rüşvet veren insanlar cezalandırılır. Rüşvet alan kişiyi cezalandıracak olan Allah'tİrem.

Bizler Allah'a ve Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in diliyle bize aktarılanlara iman ediyoruz. Şayet Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem rüşvet alana ve verene lanet ediyor ise, Allah'ın cezalandırması ademoğlunun cezalandırmasından çok daha şiddetlidir. Bununla beraber maalesef Allah'ın esirgedikleri dışında devlet dairelerinin her kurumunda rüşvetin mevcut olduğunu görmekteyiz.

İnsanların devlete karşı yalan söylediklerini ve hile yaptıklarını görmekteyiz. Çiftçi geldiğinde yalan söyleyerek başka ekinleri kendi adına kaydettiriyor. Bunu sadece dünyalık menfaati için yapıyor. O malı yemek için. Bazen devlet ekini teslim almış oluyor da devlette sadece birkaç kuruş parası kalmış oluyor. İnsanlar geliyor bir başkasına faizle, daha sonra alma karşılığında bu parayı satıyor. Ve insanların daha bunun gibi nice yaptıkları günahları var. Sonra onlar yöneticilerden Ebubekir ve Ömer gibi olmalarını bekliyorlar. Bu hiç doğru bir şey değil.