Cevap: Dinde sebât etmenin ve fitnelerden korunmanın tek yolu Kitâb ve Sünnet'e bağlı kalmak ve onlara sımsıkı sarılmaktır.
Nitekim Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Size vefâtımdan sonra kendisine tutunduğunuz müddetçe sapmayacağınız iki şey bırakıyorum, Allah'ın kitâbı ve benim sünnetim.'
Yani, Kitâb ve sünnete sımsıkı sarılmak fitnelerden selâmette kalmak ve dinde sebât etmek için bir kefîldir.
Aynı şekilde dinde sebât edebilmenin sebeplerinden birisi de kişiye sebât hususunda yardımcı olacak sâlihlerle beraber olmaktır. Zira Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Sabah-akşam Rablerine yalvaranlarla/duâ edenlerle birlikte sebât et." [Kehf, 28]
Yine sebeplerden birisi de fitne yerlerinden uzaklaşmaktır. Kişi kendisini fitnelere maruz bırakmamalıdır. Eğer kendini fitnelere mâruz bırakırsa ya kendini kınar yada kendini bu fitnelere sürükleyen ve bu sebebi meydana getiren kimseyi kınar. Bundan dolayı kişinin fitne yerlerinden uzaklaşması, Kitâb ve Sünnet'e sımsıkı sarılması ve sâlihleri dost edinmesi gerekir. Bununla birlikte Yüce Allah'ın farz kıldığı ibâdetlerle ve meşrû kıldığı nâfilelerle O'na yaklaşır. Nitekim kutsî bir hadîste Yüce Allah şöyle buyurur: "Kulum bana kendisine farz kıldığım şeyden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşmamıştır. Kulum bana nâfilelerle kendisini sevinceye kadar bana yaklaşmaya devam eder. Ben de onu sevince işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Eğer benden istese muhakkak ona veririm. Bana sığınsa onu korurum." (Buhârî, 6502)
İşte korunma sebeplerinden birisi de budur. Kul Allah'ın kendisine farz kıldığı ibâdetlerle O'na yaklaşır. Aynı şekilde nâfilelerle de O'na yaklaşır.
Kul Allah'a farzlarla yaklaşır ve bu farzlara nâfileleri de ekler. Tâki Allah onu ve aynı şekilde bütün uzuvlarını korusun.
Aynı şekilde Allah'a ısrarla duâ etmesi ve icâbet vakitlerini araması gerekir.
"Ey kalpleri evirip çeviren Rabbim! Kalbimi dînin üzerine sâbit tut" duâsını ve Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'den sâbit olan diğer duâları da çokça yapması gerekir.