«15/150»
«Kadın, kocasının yatağını mazeretsiz terk ederek sabahlarsa, melekler sabaha kadar o kadına lânet ederler.» (Müslim)
Sakalı Kesmek Allah'a ve Rasûlüne İsyândır

Allâme Şeyh Muhammed b. Sâlih el-'Useymîn'e Soruldu: Allah size ihsânda bulunsun. Sakalı kesmek Rasûl sallallâhu aleyhi ve sellem'e isyân mı etmektir? Kul bundan dolayı cezâlandırılır mı?

Soru: Allah size ihsânda bulunsun. Sakalı kesmek Rasûl sallallâhu aleyhi ve sellem'e isyân mı etmektir? Kul bundan dolayı cezâlandırılır mı?

Cevap: Sakalı kesmek, Rasûl sallallâhu aleyhi ve sellem'e isyan etmektir. O'nun sünnetinden çıkmaktır. Mecûsîlerin ve müşriklerin yoluna uymaktır. Bunun delîli Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem'in şu sözüdür: "Mecûsîlere muhâlefet edin, müşriklere muhâlefet edin. Sakallarınızı salıverin, bıyıklarınızı kısaltın." Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem "Müşriklere muhâlefet edin, mecûsîlere muhâlefet edin." buyurmuş, bu muhâlefetin şeklini de bize "Sakallarınızı salıverin, bıyıklarınızı kısaltın." sözüyle açıklamıştır. O halde, her kim sakalını keserse Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem'in emrine karşı gelmiş olur. Çünkü o: "Sakallarınızı salın." buyurmuştur.

Her kim sakalını keserse mecûsîlerin ve müşriklerin yoluna uymuştur. Her kim sakalını keserse nebîlerin ve rasûllerin yoluna muhâlefet etmiş olur. Zira onların -Allah'ın salât ve selâmı onların üzerine olsun- sakalları vardı. Allah tebâreke ve teâlâ'nın Hârûn hakkındaki şu buyruğunu işitmediniz mi? O, Mûsâ'ya şöyle demişti: "(Hârûn) dedi ki: Ey anamın oğlu! Sakalımı ve saçımı tutma." (Tâhâ, 94) Yine Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem'in sakallarının sık, gür ve büyük olduğu (haberi) size gelmedi mi? Ayrıca, sakalını kesen kişi, fıtrata da aykırı davranmış olur.

Çünkü Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem sakal bırakmanın fıtrattan olduğunu haber vermiştir. Bunlara binâen sakalını kesen kişi dört mahzûrlu duruma düşmüş olur: Nebîlerin ve rasûllerin yoluna muhâlefet etmek, mecûsîlerin ve müşriklerin yoluna uymak, Rasûl sallallâhu aleyhi ve sellem'e isyân etmek ve Allah'ın insanları yaratmış olduğu fıtrata aykırı davranmak. Öyleyse, Allah'ın bununla ibtilâ ettiği kimselerin, sıdk ve ihlâs ile Allah'a tevbe etmeleri, işledikleri bu günahta bile bile ısrarcı olmamaları gerekir.