«15/150»
«Kadın, kocasının yatağını mazeretsiz terk ederek sabahlarsa, melekler sabaha kadar o kadına lânet ederler.» (Müslim)
Kelâmullah Hakkında İnancımız

Şeyh Abdurrahmân b. Nâsır el-Berrak'a soruldu: Soru: Bir kitapta okudum, Kur'ân hakkında konuşuyor şöyle diyordu: "Kur'ân, Allah'tan sâdır olan (çıkan) kelâm değildir. Çünkü beşer olan kimseler, O'nun kelâmını işitirlerse düşüp ölürler. O'nun kelâmı zâtîdir, bizim o kelâmı işitmemiz mümkün değildir. Âlemlerin rabbi bize acımış ve ikrâm ederek, onu Arapçaya çevirmiştir. "Muhakkak ki biz onu, arapça Kur'ân yaptık." (Zuhruf, 3). Eğer Allah'ın kelâmı bu harflerle olmuş olsaydı, Allah'ın zorunlu olarak, herbir harfi mahrecinden çıkarmak için iki dudağa, gırtlağa ve dile ihtiyacı olurdu. (Şeyh: Bundan Allah'a sığınırız) Allah'ın benzeri hiçbir şey yoktur. Yani biz Kur'ân'ı arapça yaptıktan sonra, onu bu haliyle, vâkıâya uygun şekilde parça parça Levh-i Mahfûz'a indirdik. Bu sözler doğru mudur?