Cevap: Şeyh: İki doktor bir hasta için iki farklı reçete yazsa, hasta kimi tercîh eder?
Sunucu: Bilemiyorum.
Şeyh: Kalbinin de kendisinde itminân bulduğu daha bilgili ve daha güvenilir olan doktoru tercih eder.
[Aynı şekilde] iki âlim sana fetvâ verdiğinde de [durum aynıdır.] Eğer onlar sana göre ilim ve güvenilirlik bakımından birbirlerine denk iseler [ilmi ve güvenilirliği daha çok olanı tercih edersin.] Çünkü her ilim sâhibi güvenilir olmayabilir.
İşte bu yüzden biz, âlimleri üç kısma ayırıyoruz: [İslâm] milletinin âlimleri, devlet âlimleri ve halk âlimleri.
[İslâm] milletinin âlimlerine gelince, onlar İslâm milletine sımsıkı tutunup Allah'ın ve rasûlünün hükümlerine iltizâm ederler, [hüküm verirken] hiç kimsenin hevâsına aldırış etmezler. Allah bizi ve sizleri onlardan yapsın.
Devlet âlimlerine gelince, onlar devlet yöneticisinin ne istediğine bakarlar. Hükümleri, yöneticinin hevâsına göre verirler. Yöneticinin hevâsına uygun olsun diye Kitâb ve Sünnet naslarından bir kısmını eğriltmeye çabalarlar. Bunlar devlet âlimleri olup zarar ve ziyân içindedirler.
Üçüncüsü ise halk âlimleridir. Bunlar ise toplumsal eğilimin ne tarafa olduğuna bakarlar. Eğer insanlar bir şeyin helâl olması eğiliminde iseler onun helâl olduğunu; bir şeyin harâm olması eğilimde iseler onun harâm olduğunu söylerler. Aynı şekilde bunlar da nasların bir kısmını insanların hevâlarına uyacak şekilde eğriltmeye çabalarlar.
Her halükarda iki âlim sana iki farklı fetvâ verdiğinde, senin nazarında ilim ve dîndarlık bakımından hangisi daha güvenilirdir, sen ona bak. Kalbinin kendisinde itminân bulduğu fetvâyı al. Çünkü Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Birr, kalbin kendisinde itminân bulduğu, kalbin kendisiyle mutmain olduğu şeydir." Anladın mı?
Şayet [iki fetvâdan biriyle nefsin] mutmain olmuyor, tercîh de yapamıyorsan, âlimlerden bazıları bu iki fetvâ arasında muhayyer olduğunu, onlardan herhangi biriyle amel edebileceğini söylemişlerdir.
Bazı âlimler ise bu iki fetvâdan daha katı olanını alman gerektiğini, zira bunun daha ihtiyatlı olduğunu söylemişlerdir.
Bazı âlimler ise bu iki fetvâdan daha kolay olanını alman gerektiğini, zira bunun İslâm şeriâtının rûhuna daha uygun olduğunu söylemişlerdir. Çünkü İslâm şeriatı kolaylık üzerine binâ edilmiştir. Nitekim Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Dîn kolaylıktır." Bu lafız Buhâri'ye aittir. "Dîn kolaylıktır." Dînin bu şeyi menettiğini veyahut vâcib kıldığını bilmediğimiz sürece helâl dairesi içinde olmaya devam ederiz.