«15/150»
«Kadın, kocasının yatağını mazeretsiz terk ederek sabahlarsa, melekler sabaha kadar o kadına lânet ederler.» (Müslim)
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'in Kıyâmet Günü Şefâati

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'in Kıyâmet Günü Şefâati - Şeyh Sâlih b. Hamed el-Usaymî

Cevap: Kelâmcıların i'tikâd bâbında zikrettikleri şefâat ile Allah katındaki şefâati murâd ederler. Şefâatin şer'an tanımı ise, şefâat edenin, şefâat edilen kişi için bir menfaatin meydana gelmesini Allah'tan istemesidir. Bu menfaat, onun için hayrı celbetmeyi veya ondan zararı def'etmeyi de içerir. Sonra musannif rahimehullah Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'in kıyâmet gününde üç tane şefâati olacağını zikrediyor.

Bunların ilki, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'in mevkif ehli (mahşerde bekleyenler) hakkında hüküm verilmesi için onlara şefaat etmesidir. Bu, büyük şefâattir.

İkincisi ise Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'in cennet ehlinin cennete girmesi için edeceği şefâattir. Bu iki şefâat Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e hâstır.

Üçüncü şefâat ise Nebî sallallahu aleyhi sellem'in ateşi hak eden için edeceği şefâattir. Ancak bu şefâat sadece ona hâs değildir. Hem onun hem de diğer nebîlerin, sıddıkların, şehîtlerin ve sâlihlerin şefâatidir.

Bu şefâat, musannifin dediğine göre hem ateşi hak edenin oraya girmemesini hem de ateşe girenin oradan çıkmasını kapsar. Bu şefâatin kapsamına iki tâife girer: İlki ateşe giren tâife olup oradan çıkmaları için şefâat edilecek, ikincisi ise ateşi hak eden tâife olup oraya girmemeleri için şefâat edilecek. Ancak sahîh olan bu şefâatin sadece ateşe girenin oradan çıkması için edilecek şefâat olduğudur.

Ateşi hak edenin oraya girmemesi için yapılacak şefaat ise tahkîk ile açığa çıktığı kadarıyla sâbit değildir. Çünkü bu kavlin açık bir delîli yoktur. İbnu'l-Kayyım rahimehullah da şeyhi (İbn Teymiyye'nin) hilâfına bu kavli tercîh etmiştir. O halde bu şefâat hakkında, ateşe girenin oradan çıkması için yapılacak şefâattir denilir. Şefâatin sırâttan önce değil de sırâtı geçtikten sonra izin verilip gerçekleşmesi de bu kavli destekler.

Nitekim Sahîh-i Müslim'de gelen Câbir hadîsinde bu ifâde geçer. Çünkü bu hadîste önce sırâttan geçmeleri, sonra cennet ehlinin cennete girmesi, ateş ehlinin ateşe girmesi zikredilir. Bunlardan sonra şefâate izin verilir ve şefâat ederler. Yani her iki tâifenin diyârlarına yerleşmesinden sonra şefâate izin verilir. Böylece bu şefâat, ateşe girenin oradan çıkması için yapılmış olur.