Cevap: Namazın içinde niyeti değiştirmek, muayyenden muayyene veya mutlaktan muayyene olur ki ikisi de sahih değildir.
Eğer muayyenden mutlaka olursa bir sakınca yoktur. Muayyenden muayyene olmasının misali şudur: Kişi sünnet olan duha namazından, kaza etmeyi istediği sabah namazının sünnetine geçmeyi ister. Şöyle ki, iki rekat duha kılmak niyetiyle tekbir alır, sonra sabah namazının sünnetini kılmadığını hatırlar ve niyetini sabah namazının sünnetine çevirir. Bu sahih olmaz. Çünkü sabah namazının sünnetine namazın başından niyet edilmelidir. Aynı şekilde, kişi ikindi namazına girdi, sonra namaz esnasında öğleni kılmadığını hatrına geldi ve öğlene niyet etti, bu da aynı şekilde sahih değildir. Çünkü muayyen namazın niyetinin işin başında olması zorunludur.
Mutlaktan muayyene geçmeye gelince bunun örneği şudur: Bir adam mutlak olarak nafile kılıyor, sonra sabah namazını veya sabah namazının sünnetini kılmadığını hatırlıyor ve niyetini sabah namazına veya sabah namazının sünnetine çeviriyor. Aynı şekilde buda sahih değildir.
Muayyenden mutlaka geçmeye gelince bunun örneği şudur: Bir adam, namaza -unutarak- sabah namazının sünneti olarak başladı, sonra namaz esnasında sabahın sünnetini kıldığını anladı ve niyetini ilk niyetinden sadece mutlak olarak namaz kılma niyetine çevirdi. Yine örnek olarak, bir adam tek başına farz namazı kılmaya başladı, sonra bir cemaat oluştu, (onlara katılmak için) niyetini, nafile olarak iki rekat kılabilmek için farzdan nafileye çevirir. İşte bu caizdir. Çünkü muayyenden mutlaka çevirmiştir.
Kaide şudur: Muayyenden muayyene sahih değildir, mutlaktan muayyene de sahih değildir. Muayyenden mutlaka sahihtir.