«15/150»
«Kadın, kocasının yatağını mazeretsiz terk ederek sabahlarsa, melekler sabaha kadar o kadına lânet ederler.» (Müslim)
Elbisede İsbâlin Hükmü ve Namaza Olan Etkisi

Asrımızın Fakîhi Allâme Muhammed b. Sâlih el-'Useymîn'e soruldu: Elbisede isbâlin (paçaları sarkıtmanın) hükmü nedir? Eğer insan bununla kibir gösterisi yapmak istemiyor, bilakis bunu sıradan bir adet olarak yapıyorsa bu husustaki görüşünüz nedir? Böyle paçaları sarkık bir elbiseyle kılınan namazın hükmü nedir? Çünkü duyduğuma göre bazı insanlar ayak bileğinden aşağı sarkan bir elbise ile kılınan namaz olmaz diyorlar. Bu konuda bizi bilgilendirir misiniz? Allah sizi muvaffak etsin.

Cevap: Elbisenin paçalarını sarkıtmak, eğer ayak bileğindeki çıkıntı kemiklerden aşağı iniyorsa haramdır. İnsan bunu eğer kibirlenerek yapar ve elbiseyi yerde sürürse bunun cezası gerçekten çok büyüktür. Allah böyle yapan kimseyle konuşmaz, kıyamet günü onun yüzüne bakmaz ve onu temize çıkarmaz. Onun için büyük bir azab vardır. Sahih'de sabit olan Ebu Zer hadisinde varid olduğu üzere Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Üç kişi var ki, Allah kıyamet günü onlarla konuşmaz, onların yüzüne bakmaz ve onları temize çıkarmaz. Onlar için büyük bir azab vardır.'' Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bunu üç kere tekrar etti. ''

Gerçekten zarar edip hüsrana uğradılar, kim bunlar ey Allah'ın Rasulu?'' deyince Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Elbisesinin paçalarını sarkıtan, yaptığı iyiliği başa kakan ve yalan yemin ile malının sürümünü artıran." İbn 'Umer hadisinde de "Elbisesini kibirlenerek yerde süren kimsenin Allah yüzüne bakmaz." Buyrulmuştur. Yani İbn 'Umer hadisi, Ebu Zer hadisine muvafıktır. Buna göre, elbisenin paçalarını sarkıtan hakkındaki bu şiddetli tehdit, bunu kibirlenerek yapan içindir. İnsan elbisesini eğer kibirlenerek yerde sürürse yüce Allah kıyamet günü onun yüzüne bakmaz, onunla konuşmaz ve onu temize çıkarmaz ve onun için büyük bir azab vardır. Eğer bunu kibirlenerek değil de, sıradan bir adet olarak yaparsa, topuklardan aşağı sarkan kısım ateştedir.

Zira Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'den, "Elbisenin ayak bileğinden aşağı sarkan kısmı ateştedir." Dediği sabit olmuştur. Dolayısıyla bu haramdır. Ne var ki bunu cezası, elbisesini kibirlenerek sürüyen kimsenin cezası gibi değildir. Zira bunun cezası sadece, topuklardan aşağı sarkan kısmın ateşte olmasıdır. Ateşle azab edilmesi, yalnızce topuklardan aşağı sarkan bölgeye olacaktır. Ateşle azab edilmesinin, bedenin sadece bir bölümüne de olabileceğine şaşırmamak gerekir.

Bu türden bir azab başka bir hadiste de sabit olmuştur. Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği bir hadiste, abdest alan ve ayaklarını iyi yıkamayan bazı kimseler hakkında Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yüksek sesle nida ederek "Yanacakları ateşten dolayı vay o topukların haline, yanacakları ateşten dolayı vay o topukların haline" buyurmuştur. İşte bu hadiste ceza sadece iyi yıkanmayan yer olan topuklar hakkında söz konusu edilmiştir. Aynı şekilde "Ayak bileğinden aşağı sarkan kısım ateştedir." hadisinde ceza, haddi aşmanın gerçekleştiği yere, yani sadece topuklara uygulanacaktır.

Binaenaleyh deriz ki; insan ister kibirlenerek ister insanlar arasında adet olarak yapılan türden yapsın, elbisenin topuklardan aşağı inmesi haramdır. Bu adetten de uzaklaşmak gerekir. Zira adetler, şeriata aykırı olurlarsa, batıl adetler haline gelirler ki, kişiye vacib olan bunlardan kaçınmaktır. Namazın sıhhati meselesine gelince bu mesele ihtilaf edilen bir asıl üzerine mebnidir. Bu da namazda avreti örten elbisenin mübah bir elbise olması namazın sıhhat şartı mıdır yoksa değil midir meselesidir. Alimlerden bazıları, namazda avreti örten elbisenin mübah bir elbise olması şarttır, insan kendisine haram olan bir elbise ile namaz kılarsa namazı batıl olur demişlerdir.

Buna göre kibir elbisesi ile namaz kılan kişinin namazı batıldır. İmam Ahmed rahimehullah'ın mezhebinde meşhur olan budur. Bu konuda, alimlerin sıhhati hakkında ileri geri konuştukları bir hadis de mevcuttur. Alimlerin bazıları da, avreti örten elbisenin mübah olmasının şart olmadığını, örtmenin haram olan bir elbise ile de gerçekleşeceğini söylemişlerdir. Zira örtünmenin hakikati bununla da hasıl olur. Elbisenin haram olması örtünmeye mani değildir. Kişi bununla sadece günahkar olur.

Buna binaen kibir bile olmuş olsa bu elbiseyle kılınan namaz sahihtir. Her halükarda müslümanın bakış açısı namaz sahih olur mu yoksa olmaz mı diye tek bir zaviyeden olmamalı, konuya iki yönden de bakmalıdır. Sonuç olarak diyoruz ki; böylesi bir elbise haramdır. Müslümana vacib olan namazda ve namaz dışında bundan kaçınmasıdır. Tabi bilindiği üzere bu konu erkekler hakkında geçerlidir. Kadınlar hakkında meşru olan ise elbiseleriyle ayaklarını örtmeleridir.