Allâme Şeyh Muhammed b. Sâlih el-'Useymîn'e soruldu:
Soru 1: Ürdün'ün Umman kentinden, M. M. H. birkaç soru göndermiş.
İlk sorusu şöyle: Bizim bir mescid imâmımız var.İyi bir Kur'ân hafızı ve üzerinde salah (iyilik) alâmetleri görünen bir kimse. Düzenli bir şekilde namazlarına devam ediyor, bir gün oruç tutup bir gün iftar ediyor. Ancak her yatsı namazından sonra devamlı olarak, gece geç vakitlere kadar devam eden zikir halkalarına katılıyor. Bu halkalarda, "Ey efendim! Ey Allah'ın rasûlü medet! Ey efendim Abdulkâdir medet!? ve bunlara benzer zikirleri tekrar ediyorlar. Bu (yaptıkları) câiz midir ve bunun sebebiyle ecir alırlar mı? Bu ameller, bizim onun arkasında kıldığımız namazın sıhhatine etki eder mi? Eğer böyle ise, bizim geçmiş namazlarımız hakkında yapılması gereken nedir?
Soru 2: İkinci soru şöyle: Yine bu imâm, Allah'ın velîlerinden bir velî olduğunu ve elinde ümmeti ıslâh etme (kuvveti) bulunduğunu söylüyor. Bir haftaya yakın halvette kalıp Allah?ı zikrediyor ve Allah?ın kendisine vahyedeceğini zannediyor. Velîliğin alâmetleri nelerdir? Bir kimsenin hakîkaten velî olduğu bilinebilir mi?
Soru 3: Bu ameller, bizim onun arkasında kıldığımız namazın sıhhatine etki eder mi?
Cevap: Hakikaten soruyu soran kişinin anlattıkları çok üzücü. Soruyu soranın namazlarında, orucuna devam eden bir gün oruç tutup bir gün iftar eden ahiri hale istikamet üzere olan bir kimse olarak vasfettiği imam şeytanın kendisiyle oynadığı bir kimsedir. Şeytan onu şirk ile İslam'dan çıkan bir kişiye dönüştürmüştür. İster o bunu bilsin isterse bilmesin. Onu Allah azze ve celle'den gayrısına dua etmesi İslam milletinden çıkartan büyük bir şirktir. Rasul sallallahu aleyhi ve sellem'e dua etsin isterse başkasına bir fark yoktur. Diğerleri Allah azze ve celle katında şeref ve saygınlık bakımından ondan daha aşağıdadır. Eğer Resul Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e dua etmek şirk oluyorsa, Abdulkadir ve diğerleri gibi ondan daha aşağı olanlara dua etmek daha çirkin ve daha kötüdür. Rasul sallallahu aleyhi ve sellemin, bizatihi kendisi hiçbir kimseye fayda ve zarar vermeye kadir değildir.
Yüce Allah ona emrederek şöyle buyurmuştur "De ki ben size ne bir zarar vermeye ne de sizi İrşat etmeye güç getirebilirim." (cin 21) Yine emrederek şöyle buyurmuştur ''Ben size Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, ben gaybı bilirim demiyorum. Ben size bir meleğim de demiyorum ben sadece bana vahyedilene tabi olurum.'' (Enam 50) ve şöyle emretmiştir "De ki ben kendime Allah'ın dilediği müstesna bir fayda vermeye de bir zarar vermeye de Malik değilim eğer gaybı bilseydim pek çok mal elde ederdim ve bana kötülük de dokunmazdı. Ben iman eden bir kavim için yalnızca bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim." (Araf 188) Hatta şöyle emretmiştir "De ki muhakkak ki Allah'tan beni hiç kimse kurtaramaz ve ben ondan başka sığınacak bir kimsede bulamam.'' (Cin 22) Eğer Rasul sallallahu aleyhi ve sellem'in kendisi Allah'a karşı hiç kimse koruyamıyor sağ ondan başkaları için durumu nasıldır?
Allah'tan gayrısına dua etmek İslam dininden çıkaran bir şirktir. Allah azze ve celle şirke asla mağfiret etmez. Bunun delili Yüce Allah'ın şu buyruğu, "Muhakkak ki Allah kendisine şirk koşulmasını asla mağfiret etmez. Bundan başka günahları ise dilediği kimse için mağfiret eder." (Nisa 48) Ve şu buyruğu dur "Şüphesiz her kim Allah'a şirk koşarsa Allah ona cenneti haram kılmıştır onun barınağı cehennemdir ve zalimler için hiçbir yardımcı yoktur." Bu imama nasihatim, amelleri boşa çıkartan bu işten Allah azze ve celle'ye tevbe etmesidir. Muhakkak ki bu şey amelleri yok eder. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Sana da senden öncekilere de şöyle vahyettik, şirk koşarsan amelin tümüyle boşa gider ve kesinlikle hüsrana uğrayanlardan olursun." (Zümer 65) Yine şöyle buyurmaktadır ''Eğer şirk koşsalardı yapıp durdukları ameller kesinlikle boşa giderdi''(Enam 88) Bundan Allah'a tövbe etsin ve Allah subhanehu ve teala'ya onun meşru kıldığı zikir ve ibadetlerle tapınsın. Bu hususta haddi aşıp bidatlere , hususen de şirk olan bu işlere düşmesin. Daima Yüce Allah'ın şu buyruğu hakkında düşünsün. Rabbiniz şöyle buyurdu "Bana dua edin size icabet edeyim. Şüphesiz bana ibadet etmekten kibirlenenler aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir." (Mümin 60).
İkinci sorunun cevabı ise: Yüce Allah veliliğin alametleri ve şartlarını şu buyruğunda beyan etmiştir: "İyi bilin! Muhakkak ki Allah'ın verileri, işte onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır. Onlar iman eden ve takvalı olan kimselerdir." (Yunus Sûresi, 62-63) İşte bunlar velilerin alametleridir. Şartları ise Allah'a iman etmek ve Allah azze ve celle karşı takvalı olmaktır. Bir kimse mümin ve takvalı ise Allah'ın velisidir. Ancak ona şirk koşan bir kimse Allah'ın velisi değildir. O Allah'ın düşmanıdır. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur "Her kim Allah'a onun meleklerine ve rasullerine ve Cebrail ve Mikail'e düşmanlık ederse bilsin ki Allah da kafirlerin düşmanıdır." (Bakara 98) Allah'tan başkasının güç yetiremeyeceği şeylerde Allah azze ve celle den gayrısına dua edip yalvaran Allah'tan başkasından medet isteyen her bir erkek veya kadın şüphesiz müşrik ve kafirdir. Her ne kadar iddia etse de Allah'ın velisi değildir. Onun Allah'ı Tevhid etmeksizin O'na iman etmeksizin ve takvalı olmaksızın kendisinin veli olduğunu iddia etmesi veliliğe ters düşen yalan bir iddiadan ibarettir.
Üçüncü soru: Eğer imamın durumundan cahil iseler bir etkisi olmaz ama eğer onun durumunu şeriatın onun hakkındaki hükmünü biliyorlarsa onların namazları sahih değildir. Çünkü kafir, Allah'a şirk koştuğu sürece namaz kılsa da namazı sahih olmaz. Zannediyorum bu gibi durumlarda çoğunlukla (imamın durumundan) cahildirler. Binaenaleyh, daha önceki namazları iade etmeleri gerekmez.