Şeyh Sa'd Eş-Şesrî'ye soruldu: Almanya'dan Saîd isimli bir kardeşimiz şöyle soruyor: Bilinmektedir ki her müslümanın gerek ibâdetlerde, gerek küçük akîde mes'elelerinde, gerek İslâm anlayışında bid'at olan bazı hataları olabiliyor. Kendilerinden bu ve benzeri [bid'atların] sâdır olduğu kimseleri ve onların etrafındakileri terketmek tavsiye edilir mi? Yoksa, ilim talep ederek kendi üzerlerindeki cehâleti kaldırana kadar [bu konuda onlara] müsâmaha mı göstermek (gerekir)?
Cevap: [Bu konudaki] temel esas, müslümanı terketmenin câiz olmadığıdır. [Bir müslümanı] terketmek harâm olan işlerdendir. Nitekim Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Bir müslümanın kardeşini üç [günden] fazla terketmesi helâl değildir." Yine Sünen'de, bir müslümanı bir yıl boyunca terketmenin onun kanını dökmek gibi olduğu vârid olmuştur. Bu yüzden aslolan, müslümanın [müslüman] kardeşini terketmesinin harâm olmasıdır. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Birbirinizi terketmeyin. Birbirinize arka dönüp sırt çevirmeyin. Birbirinizle [ilişkilerinizi] kesmeyin. Ey Allah'ın kulları! [Birbirinizle] kardeşler olun. Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu hakîr görmez, onu [düşmana] teslim etmez." [Bu konudaki] asıl işte budur.
Lâkin şer'î naslara nazar eden kimse, bir müslümanın şu üç durumda terkedilmesinin câiz olduğunu görecektir:
[Birinci durum:] Kişi nefsi hakkında birinden korktuğu zaman -özellikle de dîni hakkında- ondan etkilenmekten korktuğu için onu terketmesinde herhangi bir beis yoktur.
[İkinci durum:] Terketmek, terkedilen kimsenin maslahatından dolayı olur. Bununla kendi halini gözden geçirmesi murâd edilir. Çünkü onda bir ayıp vardır. Nitekim Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Tebûk gazvesinden [geldikten] sonra elli gün boyunca Ka'b b. Mâlik, Murâra b. Rabî' ve Hilâl b. 'Umeyye ile [konuşmamış,] onları terketmişti. Bu, onların maslahatı içindi. Lâkin, bu husûsta dikkatli olması gerekir. Zira [bir müslümanı] terketmek bazen şerîatın murâd ettiği maksada götürmeyebilir. [Hal böyle olursa] terketmek meşrû olmaz.
[Üçüncü durum:] Terketmek, insanların bir kimse ile kandırılmamaları için olur. Şöyle ki, onun hayır, hidâyet ve takvâ ehli olduğu zannedilir. Bundan dolayı insanlar [dînlerini] ondan alırlar ve onunla aldanırlar.